Bizi Takip Edin

Yaşam

Dünya genelinde aç ve sağlıklı beslenemeyen sayısı açıklandı

-

-

Antalya Ticaret Borsası (ATB) ile Antalya Tarım Konseyi (ATAK) işbirliğinde Dünya Gıda Günü öncesinde “Ulaşılabilir, Güvenilir ve Sürdürülebilir Gıda Paneli” düzenledi. ATB Basın Danışmanı Vahide Yanık moderatörlüğünde düzenlenen panele, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, Antalya Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Asım Karabulut, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Erkan, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu katıldı. Panelde, güvenilir ve sürdürülebilir gıdaya ulaşım için neler yapılması gerektiği anlatıldı.

Moderatör Vahide Yanık, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim’in Dünya Gıda Günü olarak kutlandığını belirterek, gıdanın son dönemin en önemli konularından biri olduğunu, bu nedenle gıdayı konuşmak için panelde bir araya geldiklerini kaydetti.

DÜNYADA 2.8 MİLYAR İNSAN SAĞLIKLI BESLENEMİYOR

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, dünyada gıda üretiminin arttığını ancak gıda fiyatlarının da arttığını belirtti. Dünyadaki çatışmalar, küresel iklim değişikliğinin gıda üretimi ve lojistiğini etkilediğini belirten Selışık, “Gıda hakkı bütün insanlar için olması gereken bir hak. Hepimizin günlük olarak en doğru şekilde beslenmesi gerekiyor. Sadece karbonhidrat değil bedenimizin sağlıklı olabilmesi için proteine de dengeli bir şekilde ulaşmamız gerekiyor. Yani sadece doymamız değil, beslenmemiz de gerekiyor” dedi. Selışık, FAO’nun Eylül ayı raporuna göre dünyada 733 milyon insanın aç olduğunu bildirirken, “Diğer yandan 2.8 milyar insan sağlıklı beslenemiyor. Gıdaya ulaşıyor ama ulaştığı besin sağlıklı değil. Her yıl, 600 milyon insan kontamine gıda tüketimi nedeniyle hastalanıyor ve 420 bin kişi hayatını kaybediyor. Yaklaşık 890 milyon yetişkin obezite ile yaşıyor. Güvenilir olmayan gıdalardan dolayı yaşanan ölümlerin yüzde 30’unu 5 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor” diye konuştu.

DÜNYADA DA GIDA FİYATLARI ARTIŞTA

Dünyada yeterli gıda üretiminin olduğunu ancak adil paylaşılmadığını vurgulayan Selışık, gıda fiyatlarının yüksekliğini de işaret etti. FAO’nun Eylül raporuna göre dünyada gıda fiyatlarının 18 ayın en hızlı artışını kaydettiğini belirten Ayşegül Selışık, “Eylül ayında gıda fiyatları Ağustos ayına göre yüzde 3 oranında artmış” dedi.

Türkiye’nin her alanda zengin, biyolojik çeşitliliği olan bir ülke olduğunu kaydeden Selışık ancak son dönemde tarım nüfusunun yaşlandığını ve gençlerin tarıma ilgi göstermediğine dikkat çekti. Selışık, bunun gıda üretimini olumsuz etkileyeceğini, tarımda istihdamı artırmaya yönelik politikalar yürütülmesi gerektiğini kaydetti.

1.4 MİLYAR TON GIDAYI İSRAF EDİYORUZ

Antalya Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Asım Karabulut, tarımsal üretim olmazsa gıdanın olmayacağını belirtti. Dünyada 8 milyar insan olduğunu, Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre dünyada 4 milyar ton gıda üretildiğini belirten Karabulut, “Yani bir milyar insan için yarım milyar tonluk gıda düşüyor. Ama baktığımızda 730 milyondan fazla insan aç. Rakamlara göre yaklaşık 1.4 milyar ton gıdayı israf ediyoruz. Gıda güvenliğini konuşacaksak israftan başlamamız gerekiyor” dedi. Karabulut, gıda israfı ve denetimi konusunda yaptıkları çalışmaları anlattı. Karabulut, turizm kenti Antalya’da gıda denetimlerini de sıkı bir şekilde yaptıklarını belirterek, “Çünkü buradaki en ufak bir sorun bütün dünyada ses getirir. Biz hem kendi insanımız hem misafirlerimiz için denetimlerimizi daha sıkı gerçekleştiriyoruz” dedi.

DÜNYAYI BESLEMEK İÇİN DAHA FAZLA ÜRETMELİYİZ

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Erkan, son 30 yılda tarım topraklarının betonlaşma ve çeşitli nedenlerle yüzde 15 oranında azaldığını belirterek, “Tüm bu azalmaya rağmen son 30 yılda dünyadaki meyve ve sebze sektöründe yüzde 60 artış oldu. Bunun nedeni tarımın ıslah çalışmalarıyla, bilimsel metodlarla geliştirilmesindendir” dedi. Gıdada kayıp ve israfın önlenmesi için alınması gereken önlemleri anlatan Erkan, “Gelişmiş ülkeler gıdayı daha fazla israf ediyor. Çünkü kolay ulaşabiliyor, gereğinden fazla alıyor, atıyor. Afrika’ya bakın orada kayıp oranları yüksek ama israf oranı sıfır. Gıdaya ulaşılamadığı için gıdanın değeri çok iyi biliniyor” dedi.

Dünyadaki 8 milyar insanın 2.2 milyar ton meyve ve sebzeyi tükettiğini, 2050’da dünya nüfusunun 9.5 milyara ulaşılacağının tahmin edildiğini belirten Erkan, “Bu nüfusu besleyebilmek için bizim şu anki gıda arzını en az yüzde 30-40 arttırmamız gerekiyor. Yani 20 yıl içerisinde daha fazla üretmemiz gerekiyor. Ama önümüzde global ısınma var, iklim krizi var, kentleşmeyle birlikte topraklarımızın azalma riski var. En önemlisi de toprakların verimsizleşmesi ya da çoraklaşması sorunlarıyla karşı karşıyayız. Peki tüm bu sorunlara rağmen biz nasıl güvenilir gıdaya ulaşacağız? Burada ziraat fakülteleri ve ziraat mühendisleri aktif rol oynayacak. Daha çok üretmek için bilgiyi, teknolojiyi kullanacağız. O zaman bizim çok daha donanımlı ziraat mühendisleri yetiştirmemiz gerekiyor. Teknolojiyi kullanarak üretmemizi artırmamız gerekiyor” diye konuştu.

GÜVENLİ GIDA İÇİN GIDA OKUR YAZARLIĞI

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, beslenmenin anne karnından başladığını belirterek, dengeli ve sağlıklı beslenmenin önemini vurguladı. Gıda fiyatlarının artmasının taklit ve tağşişli ürün sayısının da artışına neden olduğunu söyleyen Manavoğlu, gıda ürünlerinin denetiminin önemini vurguladı. Bakanlığın taklit ve tağşişli gıda ürünlerini açıklamasının toplum sağlığı için önemli olduğunu söyleyen Manavoğlu, gıda maddelerindeki kimyasal tespitlerinin de yayınlanmasını istedi. Manavoğlu, güvenilir gıdaya ulaşmada tüketiciye de görevler düştüğünü belirterek, gıda okur yazarlığının yaygınlaşması gerektiğini söyledi. Manavoğlu, “Tüketici bir ürünü almak istediğinde önce o ürünün etiketine bakmalı, içeriğinde neler var, son tüketim tarihi gibi ürüne dair bütün bilgileri kontrol edip öyle almalı. Ambalajda çilekli gofret görseli var ama içeriğine baktığında çilek olmadığı, çilek aroması olduğunu görüyor. Akıllı ambalajlar var, barkotu okuttuğunuzda ürünün üretiminden rafa gelinceye kadarki yol haritasını size bildiriyor. Tüketici bunları kullanmalı, alışveriş yaparken yanılmamalı” dedi. Manavoğlu, gıda mühendisi istihdam edemeyecek ölçekteki küçük gıda işletmelerinin, teknik ve hijyen konusunda destek alabilmeleri amacıyla, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası tarafından Tarım ve Orman Bakanlığı`na önerilen “Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanı” sisteminin hayata geçirilmesini istedi.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Yeşilbahçe Mahallesi liderliğe yerleşti

-

-

Editör

Muratpaşa Belediyesi’nin, atıkların ayrıştırılarak geri dönüşüme kazandırılmasını hedefleyen Çevreci Komşu Kart projesi büyümeye devam ediyor. Projede kasım ayında tekstil ve metal atıklarının geri dönüşümünde dikkat çekici bir artış yaşandı. Bu kapsamda, 17 bin 431 kilogram tekstil ve 3 bin 962 kilogram metal atığı toplanarak toplam atık miktarı 24 milyon 438 bin 659 kilograma ulaştı. Bu atıkların geri dönüşümü karşılığında kent sakinlerinin kartlarına toplam 11 milyon 525 bin 25 lira yüklendi. Ayın şampiyonu ise 7 bin 107 kilogram atıkla Yeşilbahçe Mahallesi oldu.

Çevreci Komşu Kart projesi, cam, kağıt, plastik ve metal gibi atıkların kayıpsız geri dönüşümünü sağlayarak ev ekonomisine katkıda bulunurken doğayı da korumayı hedefliyor. İlçe sakinleri, kasım ayında ayrıştırıp biriktirdikleri 105 bin 187 kilogram atık karşılığında 136 bin 571 lira kazandı.

Nisan 2016’dan bu yana devam eden projeyle bugüne kadar 177 bin 949 ağaç kesilmekten kurtarıldı. Bunun yanı sıra, karbondioksit salınımı 707 bin 248 kilogram engellenerek, kurtarılan ağaçlar sayesinde 44 milyon 487 bin 139 kişiye oksijen sağlandı. Ekonomik zorlukların arttığı bu dönemde, 136 aile daha kasım ayında sisteme dahil oldu ve aktif kullanıcı sayısı 17 bin 628’e yükseldi.

Kasım ayında şampiyon mahalle sıralamasında da değişiklik oldu. 7 bin 107 kilogram atıkla Yeşilbahçe Mahallesi ilk sırada yer alırken, onu 6 bin 949 kilogram atıkla Konuksever Mahallesi ve 4 bin 558 kilogram atıkla Cumhuriyet Mahallesi takip etti.

Proje kapsamında sadece cam, kağıt, plastik ve metal değil; elektronik, tekstil ve bitkisel atık yağlar da toplanıyor. Özellikle marketlerde litresi 50 liraya ulaşan ayçiçek yağı gibi bitkisel yağların atığı, projeyle 19 liradan geri alınıyor. Kasım ayında bin 593 litre atık yağ toplanarak karşılığında 30 bin 267 lira ödendi.

TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE KULLANILABİLİYOR

Çevreci Komşu Kart, kaynağında ayrıştırılan atıkları belediye ekipleri tarafından belli bir ücret karşılığında satın alıyor. 8 yılda toplanan toplam atık miktarı 24 milyon 438 bin 659 kilograma ulaşırken, bu atıkların geri dönüşümü için toplam 11 milyon 525 bin 25 lira kartlara yüklendi.

Para kart özelliği taşıyan Çevreci Komşu Kart, Türkiye genelinde alışverişlerde, online ödemelerde kullanılabilirken biriken bakiyeler tüm bankamatiklerden nakit olarak çekilebiliyor. Proje, ev ekonomilerine ek bir kaynak yaratarak aile bütçesine katkıda bulunurken, kesilmekten kurtarılan ağaçlarla doğayı korumaya ve geri dönüşümle ekonomik değer yaratmaya devam ediyor.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Antalya’da Tarımsal Kooperatifçiliğin Geleceği masaya yatırıldı

-

-

Editör

Antalya Ticaret Borsası (ATB) ile Antalya Tarım Konseyi (ATAK) işbirliğinde “Antalya’da Tarımsal Kooperatifçiliğin Geleceği Paneli” düzenlendi. ATB Basın Danışmanı Vahide Yanık moderatörlüğünde düzenlenen panele, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Handan Vuruş Akçaöz, Yazır Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı ve ATB 4. Meslek Komitesi Başkanı Yaşar Kocaoğlu, Antalya Köy Pazarı Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı İkbal Yalın konuk olarak katıldı. ATB toplantı salonunda gerçekleşen panelde, kooperatifçiliğin tarihçesi, yapısı ve geleceği konuşuldu.

KOOPERATİFÇİLİK TARIMDA BAŞLADI

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Handan Vuruş Akçaöz, milattan önce 3 binli yıllarda arazi kullanma ve süthanelerle başlayan kooperatifçiliğin ülkemizde 1863 yılında Mithat Paşa döneminde kurulan Memleket Sandıklarıyla kurumsal yapıya kavuştuğunu anlattı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kooperatifçiliğe özel önem verdiğini kaydeden Akçaöz, 1938’den sonra kooperatif sisteminin kağıt üzerinde kalan bir yapıya dönüştüğüne dikkat çekti. Dünyada kooperatifçiliğin tarımda başladığını vurgulayan Akçaöz, “Aslında bizim kültürümüzde tarım başta olmak üzere bir çok alanda birlikte hareket etme, dayanışma ruhu var. Bu duygumuzu kurumsal yapıyla ekonomi ve sosyal alanda yaşama geçirmeliyiz” dedi.

KOOPERATİF BANKACILIĞI KURULSUN

Avrupa Birliği ülkelerindeki üreticilerin kooperatif sistemini çok güzel uyguladığını söyleyen Akçaöz, “İki dağ arasında oluşan bir mikro klimada sadece bir çeşit elma yetiştiren 15-20 üretici birlikte hareket ederek dünyaya ürününü pazarlayabiliyor. Biz neden yapamıyoruz?” diye sordu. Kooperatif sisteminin etkin hale getirilmesi için kooperatif bankacılığı kurulmasını öneren Handan Vuruş Akçaöz, bu bankaların yerel işletmelere can suyu olacağını söyledi. Akçaöz, yasal mevzuatın çok parçalı olduğunu, birkaç bakanlığa bağlı 84 binin üzerinde kooperatif bulunduğunu, denetim konusunda da sıkıntılar olduğunu kaydederken, “Tarımda bir şeyler yapmak istiyorsak 3 ayağı sağlam tutmalıyız. Kooperatif, tarım sigortası ve sözleşmeli üretim. Bunlar tarımsal üretimin en önemli saç ayakları” dedi.

KOOPERATİF KÜÇÜK ÜRETİCİNİN SİGORTASI

Yazır Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı ve ATB 4. Meslek Komitesi Başkanı Yaşar Kocaoğlu, Korkuteli’nin hayvancılıkla anılmasının tesadüf olmadığını, 1990’lı yıllarda kooperatifleşme ile üretim altyapısının oluşturulduğunu kaydetti. Kooperatif sayesinde bir dönem hayvan ithalatının bile önüne geçtiklerini anlatan Kocaoğılu, “Bunu kooperatifin gücüyle başarabildik. Tek başımıza olsaydık böyle bir gücümüz olmazdı” dedi. Hayvancılıkta ve meyvecilikte ilaçtan yeme bir çok girdiyi kooperatif aracılığıyla daha ucuza mal ettiklerini, soğuk hava deposu kurarak üreticinin elindeki ürünü uygun zamanda uygun fiyattan toplu şekilde pazarlanmasını sağladıklarını kaydeden Kocaoğlu, “Kooperatif aynı zamanda üreticinin parasının da sigortasıdır” dedi. Aile işletmelerinin geleceğinin kooperatiflere bağlı olduğunu söyleyen Kocaoğlu, “Küçük üreticinin tek başına ayakta kalma şansı yok” dedi.

ÜRETMEK KADININ DEVRİMİDİR

Antalya Köy Pazarı Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı İkbal Yalın, üretmenin kadının doğasında olduğunu belirterek, “Üretmek kadının devrimidir. Kadının kayıtlı şekilde ekonomiye dahil olabilmesinin en önemli ayağı kooperatiflerdir” dedi. Kadınların finansal kaynaklara ulaşmada sıkıntı yaşadığını, sermayesi yoksa ekonomik faaliyet içinde bulunmasının çok zor olduğunu vurgulayan Yalın, “Kooperatifler kadının emeğini, ürettiğini görünür kılıyor ve ekonomik değere dönüştürüyor. Kooperatifler aracılığıyla kadınlar eğitimlere katılıyor, bilgi, vizyon proje ve pazar olarak kendini geliştiriyor Ekonomik olarak güçlenen kadın sosyal alanda, kültürel alanda da güçleniyor. Kadın güçlenirse toplum da güçlenir” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

Gündem

Başkan Böcek: Üzerimize düşen ne varsa yapacağız

-

-

Editör

Manavgat’ta 2 saate metrekareye 106 kg yağış düşmesinin ardından yaşanan felaketin ardından Antalya Büyükşehir Belediyesi 936 personel ve 304 araçla gece boyu çalışmalarını sürdürdü. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de ASAT Genel Müdürü İbrahim Kurt, İtfaiye Daire Başkanı Ahmet Kısa ve tüm daire başkanları ile birlikte afetin en yoğun yaşandığı Side Kemer mevkiinde çalışmaları yerinde inceledi. Manavgat’a geçmiş olsun dileğinde bulunan Başkan Böcek, eksiklerin tespit edilerek yaraların sarılması için yapılması gereken ne varsa yerine getirileceğini söyledi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü, İtfaiye Daire Başkanlığı ve ilgili daire başkanlıklarına bağlı personeller Manavgat’ta yaşanan sel afetinin ardından gece boyu hummalı bir şekilde çalışarak vatandaşın yardımına koştu. Antalya Büyükşehir Belediyesi Manavgat Aşevi de sel mağdurları ve çalışan personeller için 500 kişilik yemek dağıtımı gerçekleştirdi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de afetin en yoğun yaşandığı Side Kemer mevkiinde incelemelerde bulundu.

BAŞKAN KARA BİLGİ VERDİ

Başkan Muhittin Böcek, Büyükşehir Belediyesi bürokratları, CHP İl Başkanı Nail Kamacı, CHP Antalya Milletvekilleri Aliye Coşar, Mustafa Erdem, Sururi Çorabatır ve Aykut Kaya ile birlikte ilk olarak Manavgat Belediyesi’ni ziyaret ederek, Başkan Niyazi Nefi Kara’dan bilgi aldı. Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara, kısa sürede yoğun bir yağışın düşmesi nedeniyle afet oluştuğunu belirterek “Tek tesellimiz can kaybı olmaması” dedi.

HEMŞEHRİLERİMİZİN YANINDAYIZ

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de 936 personel ve 304 araçla  Manavgat’ta yaşanan afetin ardından çalışmalara destek verildiğini söyledi. “Afetler siyaset üstü olaylardır” diyen Başkan Muhittin Böcek, “Sayın Valimiz de buradaydı. Kurum kuruluşlarla, iktidarıyla muhalefetiyle siyaset üstü davranarak kimin üzerine ne düşüyorsa yapılması gerek. Biz Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak ilgili daire başkanlarımız, ASAT Genel Müdürü, şube müdürleri ve tüm bürokratlarımızla buradayız. Esnafımızın ve hemşehrilerimizin yanındayız” dedi.

YAPILMASI GEREKEN NE VARSA YAPILACAK

Vatandaşlar, esnaf ve muhtarlarla görüşen Başkan Muhittin Böcek, “Yapılacak tespit ve çalışmaların ardından bu afetten ders çıkararak tıpkı Manavgat yangınında olduğu gibi siyaset üstü bir çalışmayla tüm kamu kurum ve kuruluşları ile yapılması gereken ne varsa yapılacağına inanıyorum. Can kaybı olmaması en büyük tesellimiz. Bir kez daha Manavgatlı hemşehrilerimize geçmiş olsun diyorum. Dün olduğu gibi, bugün de yarın da üzerimize düşen ne varsa yapacağız” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

Popüler Haberler