Yaşam
Dikkat! Son ana kadar sinyal vermeyebilir!

- Share
- Tweet /home/anthaber/public_html/wp-content/plugins/mvp-social-buttons/mvp-social-buttons.php on line 68
https://anthaber.com/wp-content/uploads/2024/09/1727416760_PROF._DR._S__NAN_DA__DELEN-1000x600.jpg&description=Dikkat! Son ana kadar sinyal vermeyebilir! ', 'pinterestShare', 'width=750,height=350'); return false;" title="Pin This Post">
Kalp ve damar hastalıkları dünyada en fazla ölüme neden olan sağlık sorunu olmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; 2008 yılında 17 milyon 300 bin kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmiş. 2030 yılında bu rakamın 23 milyon 400 bine yükseleceği öngörülüyor. Sağlık Bakanlığı verileri de ülkemizde her yıl 160 binden fazla kişinin kalp ve damar hastalıklarından yaşamını yitirdiğini gösteriyor. Diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom, yüksek kolesterol, lipid metabolizma bozuklukları, sigara, obezite, hareketsizlik, kötü beslenme ve aşırı stres gibi faktörler kalp ve damar hastalıklarında önemli riskleri oluşturuyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen, aslında yaşam alışkanlıklarında alınacak olan önlemlerle kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 30’un üzerinde bir oranla önlenebileceğine dikkat çekerek “Kalp hastalarının dikkat etmeleri gereken en önemli üç kural ise sağlıklı beslenmek, kilo vermek ve düzenli olarak hafif egzersizler yapmaktır. Bunların yanı sıra kalp ve damar sağlığıyla ilgili yapılması gereken tetkikler de yaşamsal önem taşımaktadır” diyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen, kalp ve damar hastalarının dikkat etmeleri gereken kuralları anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu!
İdeal kilonuzu koruyun!
Kalp sağlığınız için ideal kilonuzda kalmanız çok önemli. Zira, obezite yol açtığı sorunlar nedeniyle kalp ve damar hastalıklarında tek başına önemli bir risk faktörünü oluşturuyor. Bunun nedeni ise visseral yağ olarak adlandırılan ve iç organlar çevresinde veya göbek altında bulunan yağların kalp ve damar sistemi üzerinde çok ciddi tablolara yol açmaları. Özellikle göbek çevresindeki yağlanma; insülin direnci, diyabet, tansiyon, kolesterol ve trigliserid riskini artırıyor. Ayrıca vücutta kan dolaşımını yavaşlatırken kanda pıhtılaşma riskini de yükseltiyor. Bunların sonucunda damar sertliği, kalp krizi ve beyindeki damarlarda tıkanma gelişebiliyor.
Sigarayı hemen çöpe atın!
Sigara kullanmak kalp damar hastalıklarından ölüm riskini 2-3 kat artırıyor. Erkeklerde kalp ve damar hastalığına yakalanma riski günde 1- 4 sigarayla 1.7 kat, günde 25 ile üzeri sigarayla 2.6 kat yükseliyor. Kadınlarda da risk günde 1- 4 sigarayla 1.9 kat, 14-24 sigarayla 4.3 kat ve 25 ile üzeri sigarayla 5.4 kat artıyor. Ayrıca pasif içicilik de riski yükselten önemli bir etken. Dolayısıyla kalp ve damar sağlığınız için sigarayı hemen bırakın ve içilen ortamlarda da bulunmayın.
Midenize fazla yüklenmeyin!
Aşırı ve gereksiz yemek; fazla insülin salınımını, karaciğer yağlanmasını ve kan yağlarını artırırken egzersiz yapmayı zorlaştırıyor. Bu tablo da çağımızın önemli sorunu olan obeziteyle sonuçlanıyor. Mideye aşırı yüklenildiğinde ayrıca kan akımı mide ve bağırsaklara yönelmek zorunda kalıyor. Kalbe giden kan miktarının azalması nedeniyle kalp görevini yaparken büyük bir efor sarf ediyor. Bunun sonucunda kalp krizi, yüksek tansiyon atakları ve inme gibi önemli problemler gelişebiliyor. Prof. Dr. Sinan Dağdelen, midenize aşırı yüklenmemeniz için acıkmadan sofraya oturmamanız, sık ve aralıklı yemeyi alışkanlık haline getirmeniz ve sofradan tam olarak doymadan kalkmanız gerektiğini vurguluyor.
Günde en az 1.5 litre su şart!
Vücudumuz için yaşamsal öneme sahip olan su aynı zamanda kalbimiz üzerinde de kritik bir rol üstleniyor. Yeterli su tüketimi kanın koyulaşmasını önleyerek daha akıcı olmasını sağlıyor. Böylece kanın vücutta dolaşımını kolaylaştırıyor ve kalbin pompalama görevini daha az eforla yapmasını mümkün kılıyor. Kalbimiz de daha az enerji harcadığı için aşırı yükten korunmuş oluyor. Yeterli su içmek kandaki sodyum konsantrasyonunu da düşürerek böbrekleri koruyor ve kalp yetersizliği riskini de azaltıyor. Dolayısıyla kalp sağlığınız için günde en az 1.5 litre su içmeyi alışkanlık edinin. Ancak böbrek rahatsızlığınız varsa, sıvı kısıtlaması gerektiği için hekiminizin önerdiği miktarda su içmeniz gerekiyor.
Her gün 30 – 40 dakika yürüyüş çok önemli
Düzenli yapılan egzersizler kardiyovasküler sistemin yanı sıra kardiyak risk faktörlerinden olan obezite, kan basıncı, lipid profili, glukoz toleransı, ve tromboz üzerinde olumlu etkiler sağlıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar; düzenli ve doğru yapılan egzersizlerin kalp ve damar hastalıklarından ölüm riskini yüzde 23 oranında azalttığını gösteriyor. Kalp sağlığınız için hekiminiz aksini önermedikçe, her gün en az 30 – 40 dakika, düz bir zeminde tempolu yürüyüş yapmayı alışkanlık edinin.
Doğru beslenme alışkanlığı kazanın
Kalp sağlığınız için doğru ve yeterli beslenme alışkanlığı kazanmanız yaşamsal öneme sahip. Obezite, yüksek doymuş yağların artması, hipertansiyon, kalp yetersizliği ve damar sertliği riskini artırdığı için un ve un ürünlerini, şeker ile türevlerini sınırlı miktarda tüketmelisiniz. Ayrıca ağır yağlı, nişastalı ve aşırı tuzlu besinlerden de mutlaka kaçınmalısınız. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen, damarın duvar hücrelerine olan yararı ve damar tıkanıklığı riskini azaltması nedeniyle özellikle omega yağ asitleri gibi doymamış yağ asitlerinin zengin olduğu besinleri tercih etmeniz gerektiğini belirterek, “Bu nedenle et ürünü olarak omega yağ açısından zengin olan balık daha fazla tüketilmelidir. Ayrıca bitkisel yağlar sınırlı kullanılmalı, taze sebze ve bakliyat tüketimi de artırılmalıdır” diyor.
Metabolik sendroma dikkat!
Kalp ve damar hastalıklarında en önemli risklerden birini son yıllarda görülme sıklığı giderek artış gösteren ve “metabolik sendrom” olarak adlandırılan hastalıklar dizini oluşturuyor. Bunlar içerisinde; diyabet ya da insülin direnci, hipertansiyon, iyi kolesterol HDL’nin düşük olması, trigliserid yağ yüksekliği (kan yağı yüksekliği) ve aşırı kilo yer alıyor. Bu sorunlardan üç veya daha fazlasının bir arada bulunması durumunda “metabolik sendrom” tanısı konuluyor. Dolayısıyla hipertansiyon, kolesterol, kan şekeri ve trigliseride yönelik tahlillerinizi ihmal etmeyin.
Hiçbir şikayetiniz olmasa bile…
Özellikle ailenizde kalp ve damar hastalıkları öyküsü, kilo problemi, diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol, sigara ve hareketsizlik gibi problemleriniz varsa, herhangi bir yakınmanız olmasa bile düzenli olarak kalp sağlığınıza yönelik hekim muayenesi ile tetkiklerinizi yaptırmayı asla ihmal etmeyin. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen, kalp ve damar hastalıklarının yaklaşık yüzde 50’sinin son ana kadar herhangi bir sinyal vermediği uyarısında bulunarak, ”Aksi halde maalesef ‘daha dün beraberdik, nereden çıktı bu kalp krizi’ cümlesini çok duyarız ve sonradan geriye doğru sebep ararız” diyor.
Gelişigüzel takviye kullanmayın!
Hekiminiz önermedikçe, ”kalp sağlığıma iyi gelir” düşüncesiyle vitamin veya mineral takviyesi kullanmayın. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen “Bu takviyelerin içeriğinde kullanılan maddelerin tamamı kimyasal işlemlerden geçmektedir ve bazen kalp ile damar sağlığına zarar verebilmektedir. Yapılan uluslararası çalışmalarda, bu tür takviyelerin damar sertliği ve kalp krizi riskini önlediği veya azalttığı asla ispatlanmamış ve tavsiye edilmemiştir” uyarısında bulunuyor.
İlaçlarınızı düzenli kullanın
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen, kalp ve tansiyon ilaçlarınızı mutlaka hekiminizin önerdiği şekilde düzenli olarak almanız gerektiği uyarısında bulunarak “Kan basıncında veya nabızda yükselme ya da düşme gibi sorunlar gelişirse ilaçların doz ayarlamaları için hekimle mutlaka görüşülmelidir. Özellikle tansiyon ilacı, idrar söktürücü veya kan sulandırıcı ilaç kullanılıyorsa, hekimin belli aralıklarla önerdiği tahliller de mutlaka yaptırılmalıdır” diyor.
Ekonomi
Gastronomi Festivali önemli, yöresel yemeklerin sunulduğu yöresel ürünlerle yemeklerin yapıldığı restaurantları açmak, teşvik etmek çok daha önemli !

Erkin ÖZGÜNSÜR- Antalya, Büyükşehir Belediyesi tarafından 4 ncü kez düzenlenen FoodFest Antalya Uluslararası Gastronomi Festivali’ne ev sahipliği yaptı. Gastronomi festivalinde Türk ve yabancı ünlü şefler tarafından Antalya’nın ürünlerinden yiyecekler hazırlandı, Antalya’nın marka işletmelerinin katıldığı söyleşi ve konferanslar ile Akdeniz Mutfağı tanıtıldı.
Kent turizmi ama bana göre bununla bağlantılı kent ticari yaşamı için oldukça önemli bu festivalin mimarı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, festivalin düzenleniş amacını “Antalya’mızı ziyaret eden misafirlerimize deniz, kum, güneşin yanı sıra piyazımız, serpme böreğimiz, kabak tatlımız gibi birçok yöresel ürünümüz de hafızasında yer bıraksın istiyoruz. Nasıl ki Roma için sadece tarihi eserleri değil, pizzası, dondurması, tatlısı mutlaka denenmeli deniliyorsa, Antalya’mıza gelen ziyaretçinin de zengin mutfağımızdan, tropikal ürünlerimizden, 19 coğrafi işaretli ürünümüzden muhakkak bir kısmını tatsın, bilsin istiyoruz. Antalya’nın saklı kalmış lezzetlerini, yerel ürünlerini otel, restoran gibi işletmelerimizin menülerinde yer vermeli, yerel ürün zenginliğimizin tanıtımına her platformda ağırlık vermeliyiz” diye özetlerken, Başkan Böcek’in bu düşüncelerini desteliyorum bundan sonraki hedefin yöresel yemeklerin sunulduğu, yöresel ürünlerle yemeklerin yapıldığı restaurantları açmak, teşvik etmek olması gerektiğini de ekliyorum.
ANTALYA İÇ TURİZM AÇISINDAN
BİR BEYPAZARI OLAMADI !
Gastronomi turizmini Antalya’da beş yıldızlı oteller ve tatil köyleri ile hayata geçirmemiz zor.
Ülkesinde aldığı işsizlik maaşı ile beş yıldızlı otellerde ya da tatil köylerinde uzunca bir süre bir eli yağda, bir eli balda Türkiye’nin en zenginleri gibi yaşayan yabancı misafirlerimiz, para harcamamak için kaldıkları tesisten dışarıya adımlarını atmazken, bu kişilere şu anda olmayan ya da bir elin parmakları kadar olan yöresel yemeklerin sunulduğu, yöresel ürünlerle yemeklerin yapıldığı restauranlara getirmek mümkün mü ?
Bugün ayakta kalma mücadelesi veren ‘pansiyonlar’ın sayısı ne yazık ki ciddi sayıda azaldı. Bunun bir sonucu olarak ta Antalya’da iç turizm yeterince gelişemedi.
Başka bir ifade ile Antalya iç turizm açısından bir Beypazarı olamadı.
Beypazarına gidenler bilirler. Restaurantların ya ca cafe veya hediyelik eşya satan işyerlerinin üstü pansiyon olarak hizmet verir.
Siz o restaurantlarda Beypazarı’na özgü yiyecekleri, çarşısında Beypazarı ürünlerinden yapılmış içecekleri, tarlasında yetişmiş fasulye ve birçok yiyeceği bulablirsiniz.
Sözün özü, Antalya’da gastronomi turizminin gelişmesinin yolu, iç turizmden geçmektedir.

BÜYÜKŞEHİRİN ELMALI’YA YÖRESEL
YEMEKLERİN SUNULACAĞI RESTAURANT
YAPACAĞINI DUYUNCA HEYECANLANDIK
İlçe belediyesinin adeta kaderine terk ettiği, kapıları-pencereleri kırılmış, alkoliklerin mekanı haline gelmiş, dükkanların içlerinin yosun kaplandığı eski hal binası, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in talimatıyla el emeği ürünleri satış dükkanları, sanat atölyeleri, yöresel ürün dükkanları ve kurs merkezlerinin içinde olacağı Kadın Üretim Merkezi olarak projelendirildi ve kısa süre içinde de çalışmalar tamamlandı.
Sözkonu projede birde Antalya’nın yöresel yemeklerinin yer alacağı restaurant bulunuyordu.
Elmalı için önemli, Antalya’nın 19 ilçesi için örnek olabilecek bu projede el emeği ürünleri satış dükkanları, sanat atölyeleri, yöresel ürün dükkanları ve kurs merkezleri gibi restaurantta devreye alınmadı, hizmete açılamadı.
Sonuç olarak; FoodFest Antalya Uluslararası Gastronomi Festivali çok çok önemli ama yerli ya da yabancı misafirlerimiz Antalya’ya özgü yiyeceklere ulaşamazlarsa, Antalya’nın ürünlerinden yapılan içecek, yiyecek ve tatlıları tadacak restaurant, cafe bulamazlarsa festivalin bir ayağı eksik kalıyor.
Vali Hulusi Şahin’in “Muhittin Başkan’a Gastronomi Festivali için teşekkür ediyorum. Antalya’da artık eksik fotoğraf tamamlandı” sözlerine ise katılmıyorum. O fotoğrafta eksik, hem de çok önemli bir eksik var.
O da yazımın içinde birkaç kez vurguladığım gibi, yerli ve yabancı konuklarımızın Antalya’ya özgü yiyeceklere tadabilecekleri, Antalya’nın ürünlerinden yapılan içecek, yiyecek ve tatlıları içebilecekleri restaurant, cafelerin olmaması.
Umarım Büyükşehir Belediyesi Elmalı’daki resturantı açarak bu konuda ilk adımı atar.
Genel
IV. Uluslararası FoodFest Gastronomi Festivali domates hasadı ile başladı

Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde bu yıl 4.’sü gerçekleştirilen Foodfest Antalya Gastronomi Festivali, Kumluca ilçesinde domates hasadı ile başladı. Serada domates toplayan Başkan Muhittin Böcek cam seralardan çıkmış biri olarak çiftçinin halini iyi bildiğini belirterek, üretici ve çiftçilere her zaman destek verdiklerini söyledi.
Yerli üreticiyi ve tarımı desteklemek, doğal ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik etmek, Antalya’da yetişen tarımsal ürünlerinin gastronomideki yerini tanıtmak amacıyla Antalya Büyükşehir belediyesi tarafından gerçekleştirilen Foodfest Antalya Gastronomi Festivali, “hasat” etkinliği ile başladı.Festivalin ilk yılında tavşan yüreği zeytini, ikinci yılında mor üzüm, üçüncü yılında avokado ve mango bu yıl da domates hasadı gerçekleştirildi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in katılımıyla yapılan renkli hasat etkinliği Antalya’nın Kumluca ilçesinde yapıldı.

BAŞKAN BÖCEK SERADA DOMATES TOPLADI
Kumluca Karşıyaka Mahallesi’nde bulunan bir serada gerçekleştirilen hasada Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Kumluca Belediye Başkanı Mesut Avcıoğlu, Finike Belediye Başkanı Mustafa Geyikçi, Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Cansel Tuncer, Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökçe, Kumluca Ticaret Borsası Başkanı Fatih Durdaş katıldı. Uluslararası FoodFest Antalya Gastronomi Festivali kapsamında düzenlenen domates hasadının gerçekleşeceği serayı gezen Başkan Muhittin Böcek ve Mesut Avcıoğlu daha sonra serada domates topladı. Hasat etkinliğine Foodfest Antalya Gastronomi Festivali’ne katılmak üzere Antalya’ya gelen ünlü şefler de katıldı. Başkan Böcek ve Başkan Avcıoğlu, hasat sonrası toplanan domatesleri Kumlucalı kadınlar ile birlikte salça yapılmak üzere sıktı.
YERELDEN KALKINMA PROJELERİ İLE ÇİFTÇİNİN YANINDA
Antalya’mız turizmin yanı sıra verimli topraklarıyla tarımda da ilk sırada olduğunu söyleyen Başkan Muhittin Böcek, “21 halimiz ve 1938 tüccar ve komisyoncumuz var. Yerelden kalkınma ilkeleri doğrultusunda Kumluca ilçemizi Çiftçi Kart projesiyle pilot bölge ilan ettik. Bu sayede çiftçilerimizin ve üreticilerimizin yanında olmaya çalışıyoruz. Ben de bu cam seralardan çıkmış birisiyim. Mazotun ve gübrenin önemini iyi bilirim. 50 sulama kooperatifinin enerjisinin %85’ini ödüyoruz. Dijital tarımla ilgili de destek veriyoruz. Antalya’mızda 700’ün üzerinde endemik bitki ve 19 coğrafi işaretli ürünümüz var; bu sayıyı artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yerelden kalkınma projemizle üreticilerimize destek vermeye devam edeceğiz”dedi.
KUMLUCA’NIN ZENGİNLİKLERİ TANITILIYOR
Domates hasadına katılan Kumluca Belediye Başkanı Mesut Avcıoğlu daIV. Uluslararası FoodFest Antalya Gastronomi Festivali kapsamında hasat etkinliğine ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek, “Bize bu fırsatı tanıyan Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Tarihi, kültürü, doğası ve tarım potansiyeliyle büyük zenginliklere sahip bir bölgede yaşıyoruz. Gastronomi turizminin önemi artık daha iyi anlaşılıyor. Bu kapsamda hem bölgenin zenginliklerini tanıtmak hem de tarımla uğraşan üreticilere destek olmak amacıyla çalışmalar yürütüyoruz” dedi.

RHODİAPOLİS ANTİK KENTİ’NE ZİYARET
Hasat etkinliğinin ardından Kumluca’da bulunan Rhodiapolis Antik Kenti ziyaret edildi. Likya uygarlığının önemli şehirlerinden biri olan ve Helenistik dönemde kurulan
Antik kentte yer alan alan tiyatro, hamam, agora ve nekropol gibi yapılar gezildi. Antik kent gezisinin ardından Kumluca’ya özgü yemekler ikram edildi.
Gündem
Başkan Böcek’in hizmet ve yatırımda ‘başkan’ ayrımı yok, ‘ilçe ayrımı’ yok, SİYASİ GÖRÜŞ AYRIMI YOK !

“Herkesin Belediye Başkanı” olarak yola çıkan ve sadece konuşmalarında değil büyükşehirin hizmetlerinde ve yatırımlarında “Herkesin belediye başkanı olmaktan biran olsun vazgeçmeyeceğiz” sözünün gereğini yerine getirerek yoluna devam eden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, bugüne kadar ki hizmet ve yatırımda ‘Başkan’ ayrımı yapmadığını, ‘ilçe ayrımı’ gözetmediğini ve ‘siyasi görüş’ ayrımında bulunmadığını her fırsatta gösteriyor.

Nitekim, Demokrat Partili Belediye Başkanı tarafından yönetilmekte olan Kumluca’ya, 148 milyon TL yatırımla Atatürk Stadını kazandıran Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek,, “Kumluca’mıza göreve geldiğim günden bu yana 1 milyar 624 milyon TL yatırım gerçekleştirdik” dedi. * Erkin ÖZGÜNSÜR
-
Genel2 hafta önce
HERKES İŞİNE BAKSIN!
-
Genel7 gün önce
ARTIK TAT VERMİYOR
-
Genel2 gün önce
YOLUN SONU GÖZÜKÜYOR
-
Genel2 gün önce
Antalyaspor Kulübü Başkanı Ergün’den ANTIAD’a davet
-
Genel6 gün önce
Tribünden yükselen ses: İSTİFA!
-
Genel6 gün önce
GELİŞİ DE VEDASI DA SESSİZ OLDU
-
Genel2 gün önce
İnfaz Düzenlemesi Resmi Gazete’de
-
Genel2 gün önce
Taraftar İstifaya, Kulüp Seçime Davet Ediyor