ANTHABER.COM Spor Yazarı Mustafa Okan Okuş, 7 Ocak’ta gerçekleşen Antalyaspor Kulübü seçimlerine dair görüşlerini açıkladı.
7 Ocak akşamı Antalyaspor tarihinin en önemli seçimi yapıldı. Aradan geçen bir kaç gün sonra yazma ihtiyacı hissettim.

Her şeyden önce gergin ve kalabalık geçeceği belli olan seçimin şehir merkezinde AKM’de yapma imkanı varken tesislere alınması gereksizdi. 356 kişilik salona 800’e yakın insan alınınca, içerideki kalabalık özellikle yaşı ilerlemiş üyelerin rahatsızlık hissetmesi ile başladı.

Divan kurulunu yürüten hanım efendinin “daha önce 6 kongre yönettim” demesine rağmen her 2 tarafın hukukçu üyeleri ile bazı kritik konular üstünde ön toplantı yapıp sorunlu olabilecek maddeler üstünde ortak bir kararı toplantı öncesi almak yerine salonda çözmeye kalkınca haliyle ilk dakikalarda gerginlik oldu.

Bir süre sessiz sakin geçen gecede başlayan gerginlik özellikle eşi ve ailesi ile gelen üyeler ve bazı yaşlı üyelerin ayrılması ile hazirun listesine imza atan 78 kişinin oy atmadan salondan ayrılmasına neden oldu. Aradaki farka bakınca seçim sonucu bu gerginliğin bir tarafa hediyesi oldu.

 Malesef Divan kurulu başkanının ev sahibi konumundaki Antalyaspor  A.S Başkanı sayın Sinan Boztepe’nin olayların başında müdahale edip sadece söylediği “sakın olun arkadaşlar ” uyarısına sertçe tepki gösterip oturttması, ilerleyen dakikalarda kendi ekibinden olan insanlarada yaklaşımı geceye yakışmadı.

Seçim yapildi bitti. Diyeceksiniz ki sandıktan çıkan sonuca saygı duyalım.

Seçimde Antalyaspor taraftarlığı ile alakası olmayan çok sayıda insan oy kullandı. Kendi aralarında biz kırmızıyı mı zarfa koyacağız diye kafa karışıklığı yaşayan bolca insan vardı (kazanan liste turuncu idi)

Beni rahatsız eden asıl konuyu yazmadan geçmek vicdanımı yaralar.

Seçimin sonuna doğru bir çok garip profil salona girdi. Bunlar dernek üyeliği ve kulüple alakası olan kişiler değildi. Merak ediyorum, ola ki seçimi kaybetseniz ya da olaylar büyümüş olsa daha önce Antalyaspor’un kapısından geçmemis bu kişiler Antalyaspor efsanesi Sancar Bicikci’ye mi, Antalya şehrinin değerlerine sahip çıkan Emin Altiner’e mi, Antalyaspor tribünlerine gencliklerini vermis yaşları olgunluk döneminde yonetici olarak takıma katkı vermek isteyen İbrahim Ersan Ercan’a, yöneticilik yapmis Ahmet Özturk’e mi, Tsyd Antalya şube başkanı Şifa Çicek’e mi, yıllarca  tribun liderliği yapmış Gürhan Güneyli’ye mi saldıracaktı?

Seçimler gelir geçer kazanan ve kaybeden olur ama çok net diyeyim 7 ocak gecesi Antalyaspor camiasini, AdnanBaşkan’ın çıkışı ve her 2 tarafta sağduyulu insanların devreye girmesi kurtardi.

Sosyal medyada her maç sonrası takima sallamakla Antalyasporlu olunmuyor. Hasan Subaşı Tesisleri’ne gidin üye olun.Takımınızın kaderinde söz sahibi olun. Ha sakın ola kalbinizde başka bir takım daha varsa hiç uğraşmayın

 Antalyaspor un tek kurtuluşu oy kullananların gercek Antalyasporlu olması ile başlar görüntü o ki bununda ışığı yakın zamanda gözükmüyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla, basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Aynı zamanda bir basın toplantısı amacı taşıyan buluşmada, Başkan Muhittin Böcek gelen sorulara her zaman olduğu gibi AÇIK ve NET cevap verirken, parantez açayım; yeni imajına da tam not verdim.

Başkan Böcek ayda bir gazetecilerle bir araya geleceğini kaydederken,2024 yılında düzenlenen Kitap Fuarı öncesinde düzenlenen basın toplantısında da böyle bir konu gündeme gelmişti.

Ancak, Başkan Böcek’in yoğun temposundan gazetecilerle aylık mutat buluşmalarına sıra gelmedi.

Umarım bu yıl gelir .

Bu tür buluşmalarda ya da basın toplantılarında soru sormam. Sormak istersem ya bire birken sorumu sorar cevabını alırım.
Ya da sorumu direk bu köşeye taşırım..

Tasarruf Tedbirleri Genelgesiyle Anadolu Basını yaşam mücadelesi verirken, işte tam da bu aşamada Büyükşehirin, büyükşehire bağlı kuruluşların desteğine ihtiyacımız var.

Bugün bu destek olmazsa, yarın seçim öncesinde tasarruf tedbirleri sonlandırılacağından ayakta kalabilen Anadolu Basını için fazla desteğe ihtiyaç olmayacak diye düşünüyorum.

Bugünkü buluşmada Muhittin Başkana, “ASAT, bazı ihaleleri 2-3 ilçeyi birleştirilerek tek bir iş haline getiriyor. İş  tek olunca, ihale ilanı da tek oluyor, doğal olarak sadece bir gazetede yayınlanıyor. Madem yerel basına destekten söz ediyorsunuz, o halde 2-3 ilçeyi kapsayan ihale ilanlarını her ilçe için neden ayrı ayrı yayınlattırmıyorsunuz ? “ diye sormadım.

Ama ASAT Genel Müdürü İbrahim Kurt’a konuyu ayak üstü aktardım, o da dinleyip anlamak yerine o anda gördüğü ASAT Basın Müdürü’nden beni dinlemesini istedi.

Amaç aynı müteahhite daha fazla iş vermekse diyecek bir şey yok. 
Ama bu uygulamanız yerel basına destek değil köstek anlamını taşıyor.
Farklı ilçelerde yapılacak işlerin ihalesini tek bir ilan çatısı altında toplayıp, tek bir gazetede ilan ettiriyorsanız,  kusura bakmayın ama yeri öpmek üzere olan yerel basına sizde çelme takıyorsunuz.

Sizin tasarruf tedbirleri genelgesini çıkaran ve ilk sıraya da kamu kurumlarının günlük gazete almalarını yasaklayanlardan ya da kamuoyunda Dezerformasyon Yasası diye bilenen 7418 Sayılı Kanunu hazırlayıp, bana göre Anadolu Basınının ipini çekenlerden farkınız kalmıyor.

Uygulamanıza örnek mi ? 

ASAT tarafından en son ilana çıkılan Finike-Demre- Kaş ilçeleri muhtelif mahalleleri içme suyu isale ve şebeke hatları yapım işi ihalesi. 

Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek X’ten yaptığı ve yanda detayını okuduğunuz paylaşımda, 

	“Bugün, emekliye reva görülen 14 bin 469 TL maaş ile hayatlarını idame ettirmeleri bekleniyor” dedi ve ekledi: 

	“Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak, emeklilerimizin yanında olmaya, onlara destek sunmaya devam edeceğiz.”

*****
	Daha öncede yazmıştım Büyükşehir Belediyesi bebeğin mamasından, üniversitelilerin çorbasına, ihtiyaç sahibin sıcak yemeğinden, çocukların sütüne, çiftçinin tohum ve gübresinden, arıcının kovanına kadar aklınıza ne gelirse , kim gelirse destek oluyor. Öyle ki sulama borusundan, süt tankına, makina- teçhizattan, mutfaklardaki ete kadar.

	Ben buradan sayın Böcek’e bir kez daha sesleniyorum.

	Su çok pahalı.

	Su faturaları artık elektrik faturalarını sollar oldu.

	14-16 bin lira maaş alan emekli, bu maaşının yaklaşık 1000 lirasını su için ödüyor.

	Aslında emekli 1000 liralık su kullanmıyor.

	Bunun yaklaşık 400 lirası atık su parası. KDV’si falan derken....

	Sonuç olarak sayın Böcek; emeklinin yanında ‘su’ konusunda da olalım.

	Su fiyatlarını tekrar gözden geçirtin ve ‘su’ konusunda emekliyi rahatlatın.

	Su fiyatları düşürülürse sadece emekli rahatlamaz, asgari ücretli de rahatlar, memurda...

	Antalyayı tekrar Türkiye’de suyu en ucuz kullanan şehir yapalım.

******
	Bu arada bazı ilçelerde çeşmelerden akan su oldukça kireçli, bardak bembeyaz bir görünüm alıyor. Bazen içtiğiniz zaman klor kokusu geliyor. 

	Bazı ilçelerde ise çeşmelerden akan su içilemiyor, çay demlenilemiyor, yemekte kullanılamıyor.
 
	Artık bir çok vatandaş hazır, damacana suya yöneldi. O vatandaşlar arasında emeklilerde var, işçilerde, memurlarda.

	Yani, dar gelirli kullandığı suya ayda 1000 lira para ödemekle kalmıyor, aynı zamanda damacana su içinde para ödüyor.

	En ucuz damaca su şu an için 75 lira.

	Benzine zam geldi, işçi maaşları arttı doğal olarak damacana su satanlarda aradaki bu farkı vatandaşa yani bize yansıtacak.

	Yani ‘ucuz’ su için sebep çok, Muhittin başkan....Top sizde, ekibinizin orta alanda top çevirmesine izin vermeyin.