Bizi Takip Edin

Ekonomi

ANSİAD toplantısında konuşan Cizreli’den cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için Ruanda örneği ve ‘kota’ önerisi

-

-

Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 2024 faaliyet yılı 16. Olağan Toplantısı’nın konuğu BigChefs Kurucu OrtağıGamze Cizreli oldu. Cizreli, “Cinsiyet eşitsizliği ile ilgili önerdiğim yöntem, kota koymak. Dünyadaki cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıran ilk 5 ülke arasında ilginçtir ekonomik yönden yoksul olan bir ülke, Ruanda var. Ruanda’nın cinsiyet eşitsizliğine uyguladığı yöntem, kota yöntemi” dedi.

Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 2024 faaliyet yılı 16. Olağan Toplantısı’nın konuğu BigChefs Kurucu Ortağı Gamze Cizreli oldu. ANSİAD Girişimcilik Çalışma Masası Başkanı & Bahatur A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Işık Yargın’ın toplantı başkanlığında gerçekleşen toplantıda, değişen teknoloji, yapay zekâ, iklim değişikliği, yaşlanan nüfus, cinsiyet eşitsizliği ve şirketlerin bu başlıklar doğrultusunda izleyecekleri yol haritaları konuşuldu. Toplantıda ANSİAD ailesine katılan AEG Mobilya İnş. Tur. İth .İhr. San. ve Tic.Ltd.Şti.’nin sahibi Ahmet Kavafoğlu’na toplantımızın konuğu BigChefs Kurucu Ortağı Gamze Cizreli ile Ansiad Başkanı Ercan Özbek tarafından rozeti takılarak üyelik belgesi takdim edildi.

“Yeni bir tarihin başlangıcındayız”

Değişim ve dönüşümün merkezinde olduğumuzu ve bu belirsizlik içerisinde kaygı düzeyimizin arttığını dile getiren Gamze Cizreli “Yüzyılımızın sorunu belirsizlik ve kaygı çağı. Türkiye’nin dörtte üçü kaygılı. Artık bu kaygı yokmuş gibi davranamayız. Ülkenin %74’ü kendini dışarı çıkarken güvende hissetmiyor. Ülkenin en zengin %2’lik kesiminin mutluluk oranı bile %50’yi geçmiyor. Ülkenin 30 yaş altı gençlerinin, %66’sı işsiz. Herkes mutsuz, endişeli, kaygılı ve geleceğin belirsizliği içerisinde ne yapacağımızı bilmez bir haldeyiz. Öte yandan dünyada da dengeler değişiyor. Ekonomik üstünlük el değiştiriyor. Çin ikinci büyük ekonomi, Trump tekrar başkan oldu. İran- İsrail ilişkilerinde biz ne olacağız? Afrika ve Asya’da yeni güç merkezleri doğuyor. Bu bölgelerde müthiş bir nüfus artışı yaşanıyor. Öte yandan da küreselleşmenin sonunun geldiği konuşuluyor. Bu olumsuz tablolarla birlikte uzun dönem belirsizliklerle baş başa kalacağımız görünüyor” dedi. Belirsizliğin ön planda olduğu tabloda yönümüzü iyi belirlememiz gerektiğini kaydeden Cizreli“Bu ne anlama geliyor denildiğinde bütün siyaset bilimciler, tarihçiler, ekonomi profesörlerinin ifade ettiği; artık biz yeni bir tarihin başlangıcındayız diyorlar. 18. yüzyılda yaşadığımız sanayi devrimi gibi önemli ekonomik, siyasal ve toplumsal dönüşümlerin eşiğine geldik. O dönemin derdi köyden kente göçtü. Endüstriyel üretimdi. Fabrikaların açılmasıydı.Artık imparatorlukların dağılıp ulusal devletlere dönüşmesiydi.Şimdi de artık buna benzer bir dönüşüm içerisindeyiz.Sanayi toplumundan bilgi toplumuna dönüşeceğimiz söyleniyor. Ve bundan sonrasında artık dünyanın ritmi değişecek” diye konuştu.

“Dönüşümün temel dinamiklerinden bir tanesi iklim değişikliği”

Cizreli, iklim değişikliği krizinin, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini anlamamız için ciddi bir konu başlığı olduğunu belirterek, “Dönüşümün temel dinamiklerinden bir tanesi iklim değişikliği.Akdeniz havzası kuraklıkla baş başa kalacak.Hava sıcaklığı gittikçe artıyor.Antalya bu durumdan en muztarip illerin başında geliyor. Sularımız azalıyor.Bu konu sürdürülebilirliğin önüne geçmiş durumda. Tarımla ve turizmle ilgilenenler bu konuyla alakalı ne yapıyorlar öncelikle bunu konuşmamız gerekiyor.

Yoksulluk sınırında ve gelişmekte olan bizim gibi ülkeler, iklim değişikliğinden daha fazla etkilenecek. Bu tabloda, yenilenebilir enerji kaynaklarını hepimizin tekrardan düşünmesi gerekiyor.Biz biraz bu işlerde geciktik.Ülke olarak da geciktik. Örneğin elektrikli araç sektörü geliştiğinde akaryakıt sektörü ortadan kalkacak. O kadar hızlı bir dönüşümün içerisindeyiz ki, bizler bu değişim dönüşüm sürecinde, işlerimizde ve şirketlerimizde neler yapabileceğimizi kendi kendimize sormamız gereken bir dönemden geçiyoruz” dedi.

“Çin ve Amerika’danyapay zekâ için 600 milyar dolar bütçe”

Yapay zekâ teknolojilerine yeterli yatırımın yapılmadığının altını çizen Cizreli, “Dost mu düşman mı bilmiyoruz ama dünyaca önemli bir gündemimiz var; Yapay zekâ. Peki biz ne yapıyoruz yapay zekâ ile ilgili? Kaç kişi bunu iş hayatında, şirketinde kullanıyor? Çok az kişi kullanıyor. Çünkü bir bilinmez. Neyi ne kadar kullanacağımızı bilmiyoruz.Çin ve Amerika yapay zekâ için 600 milyar dolar bütçeayırıyor. Peki biz bu konuda ne yapıyoruz?  Yapay zekâ doğru yatırım mı? Bu yatırımın bize geri dönüşü nasıl olacak bilmiyoruz.Fakat bu yapay zekayı iş yapış verimliliğimizi artırabilmek için kullanmak zorundayız.Biz bugün 110 tane BigChefs ve diğer markalarımız ile 120 tane şubemiz var. Diğer hizmet sektörleri ile bizim en büyük problemimiz insan kaynağı sorunu.Yapay zekanın insan kaynağına nasıl bir faydası olabileceğini uzun zamandır konuşuyoruz” diye konuştu.

“Şu anki iş yapış şekilleriyle 10 sene sonra var olmak imkânsız”

Şubelerinde kullandıkları yapay zekâ teknolojilerinin, verimliliklerini arttırmak ve 10 yıl sonrasının tablosunu iyileştirmek adınaçok önemli olduğunu kaydeden Cizreli dönüşüme ayak uydurmak gerektiğinin önemini vurgulayarak; “Bizde hizmeti iyileştirmek en önemli nokta.Hizmeti iyileştirmek adına alanında çok iyi 2 genç bize yapay zekâ tabanlı bir proje hazırladı. Bu projede, KVKK kuralına da uyarak bir şubemizde kameralarımızı HD formatına getirdik.Yüz tanıma teknolojisiyle personelimizin 13 noktadan yüz ifadelerini, örneğin mutlu mu? Üzgün mü? tespit ediyor. Sonrasında hangi garsonun, hangi masaya bakacağı masa numaraları ile önceden belirli. O masaya hangi sıklıkla gidip geldiğini ölçerek, 15 dakikadan fazla bir süre masaya uğramadığında işletme müdürüne bir bilgi mesajı gidiyor. Tamamen yapay zekanın bizim işleyiş sistemimizi daha da iyileştirerek, ekibimizi daha iyi kontrol edebilmek ve verimliliğimizi arttırmak amaçlı uygulamaya çalıştığımız bir proje.Buna tabii hem emek hem de bir bedel yatırmak gerekiyor.Elimizdeki imkanlar bugünün ve geleceğin işini yönetmeye yetmeyecek.Şu anki iş yapış şekillerimizledevam edersek 10 yıl sonra hiçbir şekilde var olamayacağız.Türkiye’nin küresel ekonomideki payı %1, dijital ekonomideki payı ise binde bir. Biz toplum olarak da devlet olarak da kendi şirketlerimiz olarak da çok gerideyiz.Biz turizm ve ihracatla büyüdük.Havacılık, havalimanı rakamları çok önemli dizi sektörü çok önemli.Fakat teknoloji rakamlarımız oldukça düşük. Dünya ve toplum bu şekilde hızlı bir dönüşüm halindeyken, bizim var olan iş yapış şekillerimizle kalıcı olmamız imkânsız.Hepimiz bunun farkına varmalıyız. Hepimiz yapay zekâ ve teknolojik dönüşüm üzerine çalışmalıyız” dedi. Yaşlanan nüfus için yeni bir sektör oluştuğuna dikkat çeken Cizreli sözlerine şu şekilde devam etti. “Bir diğer önemli konu ise yaşlanan nüfus.Dünya yaşlanıyor, ülkemizde yaşlanıyor.Nüfus yaşlanırken, ömür de uzuyor.Bu yaşlanan nüfusla ilgili ortaya yeni bir ekonomi çıkıyor. Ömürler uzadı ve herkes artık yaşlılık dönemini planlamak istiyor. Benzer ekonomik düzeydeki insanların, bir arada yaşlanacağı hem bakım hem sosyalleşme ortamı sağlayan lüks yerlere ihtiyacın çok artacağı söyleniyor. İleri yaşlarda ama hala sağlıklı olup, hala harcama potansiyeline sahip insanlar için birtakım ihtiyaçlar doğacak.

Buranın iklimi bunun için çok uygun. Konaklama ve turizmin ön planda olduğu Antalya’da, yeni dünyanın iş modeli olabilecek bir konu olduğunu düşünüyorum. Burada çok ciddi bir ekonomi var buna da özellikle dikkat çekmek istiyorum.”

“Cinsiyet eşitsizliğine karşı; kota yöntemi”

Şirketlerinde kadın istihdamına verdikleri önemi ve diğer şirketlerin de bu konuda hassas davranmaları gerektiğini kaydeden Cizreli, “Başka bir değinmek istediğim konu cinsiyet eşitsizliği.Bununla ilgili önerdiğim yöntem, kota koymak. Dünyadaki cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıran ilk 5 ülke arasında ilginçtir ekonomik yönden yoksul olan bir ülke, Ruanda var. Ruanda’nın cinsiyet eşitsizliğine uyguladığı yöntem, kota yöntemi. Devlet teşviklerinden yararlanmak isteyen şirketler, minimum%35 kadın istihdamını sağlayacak. Siyasette de kota yöntemi mevcut. Seçime girmek isteyenlere %35 kadın istihdamı kotası uygulanıyor.Ruanda’da hem istihdamda hem de siyasette kadın istihdamı %51. Bizden çok ilerideler.Öncelikle burada devlet politikası çok önemli. Ama tabii ki bizlerin de şirketlerimizde kadın istihdamına öncelik vermemiz gerekiyor. Ben şirket yöneticilerime kadın çalışan sayısının fazla olduğu şubelerimizde prim uygulama oranı daha farklı olacağını söyledim.Biz bunu yaparsak ancak cinsiyet eşitsizliğini giderebiliriz.Türkiye cinsiyet eşitsizliğinin de 143 ülkeden 132 sırada yer alıyor. Bir şekilde bu cinsiyet eşitsizliğini bertaraf etmemiz gerekiyor. Burada bize düşen payın farkında olmalı, şirketlerimizde kadın istihdamını arttırmalıyız” diye konuştu.

“Yeni bir yönetim ve şirket anlayışı geliştirmemiz gerekiyor”

Dünya ve ülke gündemiyle ilgili değindiği önemli başlıkların ardından şirketlerin geldiğimiz noktada nasıl ilerlemesi gerektiğine değinen Cizreli, “Bütün toplum bilimciler aynı şeyi ifade ediyor, ‘konumuz dolar, euro kuru olamaz. Her sorunu siyasete ve ekonomiye yüklersek, kısa süreli fayda ve çözümler peşinde koşarsak uzun vadede çöküşümüz kaçınılmaz olacak’ Bu tabloda bize de çok fazla rol düştüğünü anlamamız gerekiyor. Örneğin; Şirketlerimiz için araştırma yaptırıyor musunuz? Ya da araştırma sorularını alıp dünya nereye gidiyor biz de ayak uydurabilir miyiz diye önemli mercilere soruyor musunuz? Dünyada herkes verilere dayalı önlemler alıyor. Artık yeni bir pusula ama belirlemek gerekiyor. Pek çok araştırma inceleyip sokaktaki insan ne istiyor, müşterilerimiz bizden ne bekliyor gibi sorulara cevap bulmamız gerekiyor. Bizler artık yaşlandık ve toplumu okumakta zorlanıyoruz. Bunun için de bizlerin mutlaka çoklu kaynak, çoklu veri analizi ve bütüncül veri setiyle hareket etmemiz gerekiyor. Ülkenin durumuna bakarak moral bozmamak ve rehavete kapılmamak gerekiyor. Her şeyin iyi olacağına dair inancımızı koruyacağız. Şirketlerimiz için doğru hareketi yaparak aradan sıyrılmaya çalışacağız. Hepimize yeni bir zihin haritası gerekiyor. Kendimiz, toplumuz, şirketimiz ve ülkemiz için yeni bir hayal kurmamız gerekiyor.Ve bunu hep birlikte kolektif bir bilinçle yapacağız. Milli bayramlarımızdaki o bilinç çok hoşuma gidiyor. Örneğin, Atatürk Sivas Kongresi’nde, dil, din, ırk fark etmeksizin herkesi toplayıp bir başarı elde etti. Tüm ülkeyi orada bir lider inandırmıştı. Bu dönemde bizim de bir kurtarıcı lider beklemememiz gerekiyor. Bizlerin de bir lider olarak, şirketlerimizin liderleri olarak yeni bir vizyon kurup bütün ekibimizi, toplumumuzu ve etki alanlarımızı genişleterekbunları anlatıp bir hayale inandırmamız gerekiyor. Ekonomik olarak kötü bir dönemden geçerken bunu yapmak hiç kolay bir iş değil biliyorum fakatortak bir hayale, bir amaca bağlanmak çok değerli. Teknoloji ve yapay zekâyı entegre ederek yeni bir bakış ve yeni bir yöntem geliştirmek bizim tek kurtuluşumuz olacak” dedi.

ANSİAD 16. Olağan Toplantısı soru cevapların ardından, ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek’in toplantının başkanlığını yapan, ANSİAD Girişimcilik Çalışma Masası Başkanı &Bahatur A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Işık Yargın ile konuğumuz BigChefs Kurucu Ortağı Gamze Cizreli’ye Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuşu hediye takdimi ile sona erdi.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

Gastronomi Festivali önemli, yöresel yemeklerin sunulduğu yöresel ürünlerle yemeklerin yapıldığı restaurantları açmak, teşvik etmek çok daha önemli !

-

-

Editör

Erkin ÖZGÜNSÜR- Antalya, Büyükşehir Belediyesi tarafından 4 ncü kez düzenlenen FoodFest Antalya Uluslararası Gastronomi Festivali’ne ev sahipliği yaptı. Gastronomi festivalinde Türk ve yabancı ünlü şefler tarafından Antalya’nın ürünlerinden yiyecekler hazırlandı, Antalya’nın marka işletmelerinin katıldığı söyleşi ve konferanslar ile Akdeniz Mutfağı tanıtıldı.

Kent turizmi ama bana göre bununla bağlantılı kent ticari yaşamı için oldukça önemli bu festivalin mimarı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, festivalin düzenleniş amacını “Antalya’mızı ziyaret eden misafirlerimize deniz, kum, güneşin yanı sıra piyazımız, serpme böreğimiz, kabak tatlımız gibi birçok yöresel ürünümüz de hafızasında yer bıraksın istiyoruz. Nasıl ki Roma için sadece tarihi eserleri değil, pizzası, dondurması, tatlısı mutlaka denenmeli deniliyorsa, Antalya’mıza gelen ziyaretçinin de zengin mutfağımızdan, tropikal ürünlerimizden, 19 coğrafi işaretli ürünümüzden muhakkak bir kısmını tatsın, bilsin istiyoruz. Antalya’nın saklı kalmış lezzetlerini, yerel ürünlerini otel, restoran gibi işletmelerimizin menülerinde yer vermeli, yerel ürün zenginliğimizin tanıtımına her platformda ağırlık vermeliyiz” diye özetlerken, Başkan Böcek’in bu düşüncelerini desteliyorum bundan sonraki hedefin yöresel yemeklerin sunulduğu, yöresel ürünlerle yemeklerin yapıldığı restaurantları açmak, teşvik etmek olması gerektiğini de ekliyorum.

ANTALYA İÇ TURİZM AÇISINDAN
BİR BEYPAZARI OLAMADI !
Gastronomi turizmini Antalya’da beş yıldızlı oteller ve tatil köyleri ile hayata geçirmemiz zor.
Ülkesinde aldığı işsizlik maaşı ile beş yıldızlı otellerde ya da tatil köylerinde uzunca bir süre bir eli yağda, bir eli balda Türkiye’nin en zenginleri gibi yaşayan yabancı misafirlerimiz, para harcamamak için kaldıkları tesisten dışarıya adımlarını atmazken, bu kişilere şu anda olmayan ya da bir elin parmakları kadar olan yöresel yemeklerin sunulduğu, yöresel ürünlerle yemeklerin yapıldığı restauranlara getirmek mümkün mü ?

Bugün ayakta kalma mücadelesi veren ‘pansiyonlar’ın sayısı ne yazık ki ciddi sayıda azaldı. Bunun bir sonucu olarak ta Antalya’da iç turizm yeterince gelişemedi.
Başka bir ifade ile Antalya iç turizm açısından bir Beypazarı olamadı.
Beypazarına gidenler bilirler. Restaurantların ya ca cafe veya hediyelik eşya satan işyerlerinin üstü pansiyon olarak hizmet verir.

Siz o restaurantlarda Beypazarı’na özgü yiyecekleri, çarşısında Beypazarı ürünlerinden yapılmış içecekleri, tarlasında yetişmiş fasulye ve birçok yiyeceği bulablirsiniz.
Sözün özü, Antalya’da gastronomi turizminin gelişmesinin yolu, iç turizmden geçmektedir.

BÜYÜKŞEHİRİN ELMALI’YA YÖRESEL
YEMEKLERİN SUNULACAĞI RESTAURANT
YAPACAĞINI DUYUNCA HEYECANLANDIK
İlçe belediyesinin adeta kaderine terk ettiği, kapıları-pencereleri kırılmış, alkoliklerin mekanı haline gelmiş, dükkanların içlerinin yosun kaplandığı eski hal binası, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in talimatıyla el emeği ürünleri satış dükkanları, sanat atölyeleri, yöresel ürün dükkanları ve kurs merkezlerinin içinde olacağı Kadın Üretim Merkezi olarak projelendirildi ve kısa süre içinde de çalışmalar tamamlandı.

Sözkonu projede birde Antalya’nın yöresel yemeklerinin yer alacağı restaurant bulunuyordu.
Elmalı için önemli, Antalya’nın 19 ilçesi için örnek olabilecek bu projede el emeği ürünleri satış dükkanları, sanat atölyeleri, yöresel ürün dükkanları ve kurs merkezleri gibi restaurantta devreye alınmadı, hizmete açılamadı.

Sonuç olarak; FoodFest Antalya Uluslararası Gastronomi Festivali çok çok önemli ama yerli ya da yabancı misafirlerimiz Antalya’ya özgü yiyeceklere ulaşamazlarsa, Antalya’nın ürünlerinden yapılan içecek, yiyecek ve tatlıları tadacak restaurant, cafe bulamazlarsa festivalin bir ayağı eksik kalıyor.

Vali Hulusi Şahin’in “Muhittin Başkan’a Gastronomi Festivali için teşekkür ediyorum. Antalya’da artık eksik fotoğraf tamamlandı” sözlerine ise katılmıyorum. O fotoğrafta eksik, hem de çok önemli bir eksik var.

O da yazımın içinde birkaç kez vurguladığım gibi, yerli ve yabancı konuklarımızın Antalya’ya özgü yiyeceklere tadabilecekleri, Antalya’nın ürünlerinden yapılan içecek, yiyecek ve tatlıları içebilecekleri restaurant, cafelerin olmaması.

Umarım Büyükşehir Belediyesi Elmalı’daki resturantı açarak bu konuda ilk adımı atar.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Başkan Uysal, Kaleiçi esnafıyla bir araya geldi

-

-

Editör

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, yaz sezonu öncesi Kaleiçi esnafını ziyaret ederek başarılı bir sezon geçirmelerini diledi.

Başkan Uysal, sezon önü Antalya’nın tarihi ve kültürel dokusuyla turizm merkezi olan Kaleiçi esnafıyla bir araya geldi. Esnafın talep ve ihtiyaçlarını dinleyen Başkan Uysal ayrıca turizm konusunda da esnafla fikir alışverişinde bulundu. Uluslararası düzenlenen festivaller ve kültür turizmini destekleyen Şehri Keşfet tur paketlerinin de raflara konulduğunu esnafla paylaşan Başkan Uysal, belediye destekli yaptıkları çalışmalarla hem Antalya turizmi ve ekonomisine katkıda bulunmayı hem de küçük esnafı kalkındırmayı amaçladıklarını söyledi. “Esnaf ekonominin lokomotifidir” diyen Başkan Uysal yeni sezon için tüm Kaleiçi esnafına hayırlı olsun dileklerinde bulundu.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

ATSO’nun 10 ncu yılını dolduran meclis üyelerine plaket

-

-

Editör

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) meclisinde görev yapan ve 10’uncu yılını dolduran meclis üyeleri plaketle ödüllendirildi.
(ATSO) meclisinde görev yapan ve 10’uncu yılını dolduran meclis üyeleri şunlar: ATSO 33. Grup (Motorlu Taşıtlar Alım ve Satımı) Meclis Üyesi İlker Özsoy ve 28. Grup (Kırtasiye, Fotoğraf ve Tercümanlık Hizmetleri) Meclis Üyesi Halil Öztürk’e 10. yıl plaketleri ile kuruluş tarihi itibariyle bugüne kadar ödül almamış ATSO üyesi gerçek ve tüzel kişiler, Fazilet Abikoğlu, Behçet Ayözcan, Atila Kulaksızlar, TERAŞ- Terzioğluları İnşaat Ticaret A.Ş. adına Cevdet Başkan, Saraçoğlu Turizm Ve İnşaat Yatırımları A.Ş. adına Nedim Saraçoğlu, Ulu Zeytin İnşaat Turizm Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi Adına Mustafa Fettahoğlu’na plaketleri protokol üyeleri tarafından takdim edildi. * ATSO Bülten

Okumaya Devam Et

Popüler Haberler